Elmalı'lı Hamdi Yazır

HAKKA

Bismillâhirrahmânirrahîm

1- (Gerçekleşecek) Kıyamet!

2- Nedir, o Kıyamet?

3- Gerçekleşenin (Kıaymetin) ne olduğunu sen nerden bileceksin?

4- Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı.

5- Semûd kavmi korkunç bir sesle yok edildi.

6- Âd kavmi ise gürültülü ve azgın bir fırtına ile yok edildiler.

7- Allah o fırtınayı üzerlerine yedi gece sekiz gündüz musallat etmişti. Öyle ki, o kavmi içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.

8- Bak şimdi görebilir misin onlardan bir kalıntı?

9- Firavun, ondan öncekiler ve altı üstüne getirilen beldeler de hep o hatayı işleyegeldiler.

10- Hep Rablerinin elçilerine karşı geldiler. O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi.

11- Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide biz taşıdık.

12- Onu size bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.

13- Sûr'a bir tek üfleme üflendiği,

14- Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman,

15- İşte o gün olacak olur.

16- O gün gök yarılmış, sarkmıştır.

17- Melekler de onun etrafındadır, O gün Rabbinin Arşını bunların da üstünde sekiz melek yüklenir.

18- O gün (hesap için Allah'a) arz olunursunuz, öyle ki gizli bir haliniz kalmaz.

19- Kitabı sağından verilen, "alın okuyun kitabımı.."

20- "Çünkü ben hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der.

21- Artık o hoşnut bir hayattadır.

22- Yüksek bir cennettedir.

23- Ki o cennetin meyveleri sarkmıştır.

24- "Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yeyin, için." (denir).

25- Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de,

26- Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim,

27- Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı.

28- Malım bana hiç fayda vermedi.

29- Gücüm de benden yok olup gitti."

30- (Zebanilere şöyle denir): "Onu yakalayın da bağlayın."

31- "Sonra cehenneme atın onu."

32- "Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun."

33- Çünkü o, büyük Allah'a inanmıyordu.

34- Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu.

35- Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur.

36- Bir irinden başka yiyecek de yok.

37- Onu günahkârlardan başkası yemez.

38- Andolsun gördüklerinize,

39- Ve görmediklerinize..

40- Kuşkusuz Kur'ân, şerefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdiği sözdür.

41- O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz.

42- Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz!

43- O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

44- O, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı,

45- Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.

46- Sonra da onun şah damarını keser atardık.

47- O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

48- O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür .

49- Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var.

50- Kuşkusuz bu Kur'ân kafirler için bir pişmanlık vesilesidir.

51- Gerçekten o, şüphe götürmez bir bilgidir.

52-O halde, haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle.

 
SURE'NİN İNİŞ SEBEBİ
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 52 (elliiki) âyettir. Adını, ilk âyetindeki "el-hâkka" kelimesinden almıştır. "Hâkka"ya değişik manalar verilmiştir. "Hak" kökünden geldiği için, hepsinde hak ve hakikat manası vardır. Daha çok "kıyamet" manası verilmektedir.