Yalan ve Yalan Yere Şahitlik

 

İnanan bir insan için imandan sonra en güzel sıfat, hiç şüphe yok ki doğruluktur.
Doğruluk, Peygamberlerde bulunması gerekli beş sıfattan birisidir.
Doğruluk, ahlâkın temeli ve bütün faziletlerin başıdır.
Doğruluk, ne derece bir fazilet ise bunun karşıtı olan yalancılık da o kadar kötü bir huydur. Bunun için dinimiz, yalan konuşmayı yasaklamıştır.
Mü'min yalan konuşmaz. Çünkü mü'min güvenilir kimse demektir. Yalan ise buna engeldir.
Peygamberimize:
-Mü'min korkak olur mu? diye sorulmuş,
- Olabilir buyurmuş.
- Mü 'min cimri olur mu? diye sorulunca, Peygamberimiz:
-Olabilir. demiş.
- Mü 'min yalancı olabilir mi? denilince, Peygamberimiz:
- Hayır, olamaz, buyurmuştur.Tenviru'l-Havalik ala Muvatta'il-İmam Malik,C.2,S.252
Yalan, insan için en kötü sıfat olan münafıklık belirtisidir. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur.
"Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder (onu korumaz). "Buharî İman,24;Müslim,İman,25
Yalancının dünyada da ahirette de yüzü karadır. Çünkü insan, yalan konuştukça ve yalanı benimsedikçe Allah katında yalancılardan yazılır.

Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Doğruluğu benimseyin - ondan ayrılmayın- zira, doğruluk iyiliğe götürür, iyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyledikçe, doğruyu araştırdıkça Allah katında doğru yazılır. Yalandan kaçının, zira yalan kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme iletir. Kişi yalan söyledikçe ve yalan peşinde koştukça Allah katında yalancı yazılır."Buharî,Edeb,69;Müslim,Birr,29

Peygamberimiz, çocukları yatıştırmak ve oyalamak için onlara yalan söylemenin de günah olduğunu, bundan da sakınılması gerektiğini bildirmiştir.

Abdul1ah b. Amr (radıyallahü anh) diyor ki:
"Peygamberimiz evimizde bulunduğu bir günde, annem, "yavrum gel, sana bir şey vereceğim" diye beni çağırdı. Peygamberimiz anneme:
- çocuğa ne vermek istedin? diye sordu. Annem:
- Hurma vermek istedim, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz:
- Eğer bir şey vermeyeydin (de çocuğu böylece aldataydım) sana bir yalan günah yazılırdı, buyurdu.Ebû Davud,Edeb,88
Yalanın her çeşidi günah olmakla beraber,en çirkini yalan şahitliğidir. Hatır için, yahut çıkar için mahkemede yalan
şahitliği yapmak büyük bir günahtır. Yalancı şahit; önce, başkasının dünyasını yapacağım, gönlünü hoş edeceğim
diye kendi ahiretini yıkmış olur. Sonra da yaptığı yalan şahitlikle hakkın kaybolmasına ve günahsız insanların
eziyet görmelerine, mağdur olmalarına sebep olur.

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Ey müminler, adaleti titizlikte ayakta tutan; kendiniz, anne- babanız ve akrabalarınız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer büker, yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır."Nisa:135
Peygamberimiz de:
- Büyük günahların en büyüğünü size bildireyim mi? buyurdu. Ashab:
- Evet, bildir, ey Allah' ın Resûlü, dediler. Peygamberimiz:
- Allah'a ortak koşmak, anne ve babaya âsi olmak, buyurdu. Sonra, dayanmakta olduğu yerden doğrulup oturdu ve:
- İyi dinleyin, bir de yalan şahitliğidir, buyurdu. Peygamberimiz bu sözü durmadan tekrar ediyordu. Ashab: "Keşke sükût buyursalar" dedi.Buharî,Şehadet,10;Müslim,İman,38.
Yalan şahitliği yapan kimse üç çeşit günah işlemiş oluyor: Yalan konuşma, haksız olan kimseye yardım etme ve haklı olanı perişan duruma düşürmedir.
Öyle ise, mü'min yalan konuşmaz ve yalan şahitliği yapmaz. Bunlar, Müslümana asla yakışmayan kötü huylardır.